Signed in as:
filler@godaddy.com
Signed in as:
filler@godaddy.com
Oyun kurucu, kurguyu planlayan ve görev dağılımını yapan karakterdir.
Karakterin açıklamasını şu şekilde yapabiliriz: Gerçek hayatta birçok kişi olabilir. Mesela başarılı bir iş adamı, bazen de hırsızların korkulu rüyası bir komiser... Sosyal statüsü ne olursa olsun, onu diğerlerinden ayıran en belirgin özelliği zekâsıdır. O kendi hayatını zekâsı üzerine kurar. Tek kelimeyle anlatmak gerekirse, savaşçıdır o; hep doğru zamanda doğru yerdedir, doğru insanlarla beraberdir. Genelde yapılabilecek işin en kolay ve hızlı yolunu bulurlar. Bütün oyunun kilit taşları onlardır. Her zaman birkaç planları vardır. Onlar kurgular, diğer karakterler yaşar.
Oyun kurucular genelde benmerkezci insanlardır. Bütün dünya onların etrafında dönsün isterler. Aslına bakarsanız döner de. Onlar hayatın yapı taşını olan insanlardır. O yüzden büyük bir sorumlulukları vardır: Doğru koordinasyonu sağlamak. Onlar oyunun belirleyicileridir. Genel olarak birçoğu her işin bir kolay yolu vardır diyerek devam eder hayata. Bazıları kuralcıdır, bazıları da detaycı. Tüm karakterler aslında birer oyun kurucudur.
Herkes oyun kurucu olarak doğar, fakat herkes bu karakteri uzun süre taşıyamaz. Oyun kurucu olma süresi de bunla alakalıdır. Kimileri çok küçük yaşlarda kazanır bu beceriyi,
kimileri çok uzun zaman sonra. Buradaki en önemli detay bu özelliğin doğru kullanılmasıdır. Doğru kullanılmadığı zaman sizi bir köpekbalığına dönüştürebilir.
Aşk hayatları genelde karmaşıktır. Ait olmak onlara göre değildir çünkü onlar bu hayatta hiçbir şeye gerçekten sahip olunamayacağını bilirler. O yüzden bir şeye ait olmayı da pek beceremezler, fakat bazıları kuralcıdır ve kuralcılar iyi aile babalarıdır. Onlar dış dünyada
birer oyuncu evde de uzman bir oyun kurucuya dönüşürler. Ailelerini tam manasıyla kenetlerler.
Birçok iş yapabilecekleri halde hayatlarını ailelerine adarlar. Çocukken takım kaptanı, gençken mahallenin abisi, yaşlı iken âkil adam olarak karşımıza çıkarlar.
Onların görevi onlar için çok basittir. Onlar; kurgu becerileri yüksek, akıl oyunlarını seven insanlardır. Kontrol etmeyi severler. Fakat bu hususta egolarına yenik düşmezler çünkü ego onlara göre zaaftır. Ve zaaflar kontrol edilemez. Onlar tam bir takım kaptanıdır. Hemen
hemen her iş için doğru kişiyi anında tespit ederler. Analiz becerileri yüksektir. Diyelim ki
yapılması gereken bir iş var, onlar önce o işin kimlerle beraber gerçekleştirilebileceğinin analizini yaparlar. Sonra hangi işi hangi karaktere yaptıracağını belirlerler -yani biz buna masa kurma diyoruz-. Stadyumdaki bir amigodur onlar, ya da bir başhekim. Bazen bir pazarcıdır, bazen de bir akademisyen. Tüm başarılı yöneticiler bu kategoriye girer diyebiliriz. Bazen bir çocuk olarak çıkar karşımıza bazen bir uzman. Onları mesleğe göre ayıramayız. Onları ancak potansiyellerine göre ayırabiliriz.
Her konuda en mükemmel karakterlerdir diyemeyiz çünkü çoğu zaman duygularını geri plana atarlar ve bu yönleriyle çoğu zaman hayattan zevk almazlar. Onlar için çoğu zaman
hayat işten ibarettir. Eğlenmeyi severler ve çoğu karakterle genellikle iyi anlaşırlar. Genelde sakin insanlardır. Bazen etraflarındaki kontrolsüzlükten ötürü saldırgan insanlara dönüşebilirler. Onlarla geçinmenin en iyi yolu onlara ayak uydurmak, elinizden geldiğince hoşlarına gidecek şeyler yapmaktır.
Eğer onların düzenine dâhil olursanız hayat istediğiniz gibi gider çünkü onlar sevdikleri için hep en iyisini ister.
Vezirlere oyun kurucuların sağ kolu diyebiliriz. Gerçek hayattaki uzun arkadaşlıkları düşünün ya da filmlere konu muhteşem ikilileri hayal edin. İşte vezirlerde tam olarak böyle karakterlerdir. Oyun kurucuların tamamlayıcılarıdır. Vezirden sonra masadaki en becerikli karakterler onlardır. Birçok konuda uzmanlaşabilirler, sosyal becerileri ve el becerileri yüksektir. Tam bir görev ve dava adamıdırlar. Kendi kurguları ile uğraşmazlar; oyun kurucunun direktiflerini harfiyen yerine getirir, oyun kurucunun eksik kaldığı bir nokta varsa tamamlarlar. Yardımlaşma duyguları ön plandadır fakat onlara iyi ya da kötü demek doğru değildir. Onlar bir iş üzerinde iken çoğu zaman duygularını kenara bırakıp, hedef odaklı çalışırlar. Onları tek kelime ile tarif etmek gerekirse tamamlayıcıdırlar. Her zaman bir yerde eksik kalan parçayı onlar bulup getirmektedir. Onların hayatı, başkalarının eksikleri tamamlayarak geçer. Bu karakterler her gurubun olmazsa olmazlarıdır. İyi bir annedir genelde ya da iyi bir baba. Grubun ön sıralarında yer alırlar. Fedakardırlar, cefakardırlar. Onlar için görevden vazgeçmek mümkün değildir. Onlar genelde herkesin mutluluğu için uğraşan karakterlerdir. Başarılıdırlar ve kararlıdırlar. Vazgeçmek nedir bilmezler. Bu özelliklerinden dolayı genelde en çok yıpranan onlardır. Yenilik onların işidir. Yenilik yapmayı ve yenilenmeyi severler. En iyi özelliklerinden birisi de temizlikleridir. Titizlik, temizlik ve düzen onların işidir. Kısacası onlar mükemmeliyetçi insanlardır. Başarılı bir antrenörün yardımcısıdır, bazen iyi bir avukat ya da kuvvetli bir general olarak karşımıza çıkarlar. Bazen de genç bir kadın olarak hayat sahnesinde rol kapmışlardır. Hiçbir karakter birbirinden ayrı ya da üstün değildir. Bu durum bazı karakterleri üzse de vezirler üstünlükten vazgeçmiş karakterlerdir. Unvan olarak dahi üstün olmak istemezler. Bu yüzden iyi bir yardımcı olmak, bir yere ait olmak onların en sevdiği iştir. Bunu severek yaparlar. Hayatı severek yaşarlar. O yüzden onlar tam bir aşk insanıdır. Âşık olmayı severler, bağlı kalmayı, bir yere ait olmayı severler. En iyi arkadaşları oyun kuruculardır. Fakat tüm karakterlerle rahatlıkla anlaşabilirler. İş hayatında doğru yerde kullanılırsa çok verim elde edebileceğiniz insanlardır. Fakat yanlış işlerde kullanıldıklarında çok becerikli ve zeki insanlar olmasına rağmen başarısızlığa uğrayabilirler çünkü isteseler de istemeseler de zekâlarını insanlığın yararı dışında kullanamazlar. Onları başarı ya da başarısızlıkla kıyaslamak doğru olmaz. Onları enerjilerine göre kıyaslamak daha doğru olur. Onlar gerçek hayatın barış elçileridir. Ne kadar enerjileri yüksek olursa o kadar çok insana aynı anda fayda sağlayabilirler. O yüzden onların mutluluğu önemlidir. Bir vezirle anlaşmanın en iyi yolu onu mutlu etmektir. Onu mutlu ederseniz o da sizi mutlu eder. Bu tüm insanlarda aynıdır fakat vezirlerin daha özverili olduğunu söylemek yanlış olmaz. Genelde inatçı insanlardır. Çok nadiren uysaldırlar. Onların zayıf noktaları da inatlarıdır. Oyun kuruculara nazaran bir buluşta son noktaya gelmelerine rağmen, ısrarla aynı konu üzerinde yoğunlaşıp bir türlü sonuca varamayabilirler. Bu özelliklerinden vazgeçtikleri gün birer oyun kurucuya dönüşürler. Bu tüm karakterler için geçerli ince bir çizgidir. Bazen hayatta yaşadıklarınız sizi bambaşka insanlara dönüştürür. İşte bu dönüşüm sizin kırılma noktanızdır. Tam da burada kırılır ve yeni karakterinize bürünürsünüz. Sadece vezinlerin karakterleri tabiri caiz ise burada noktalanmıştır. Onlar fedakar doğarlar. Ve bu fedakarlığı tüm hayatları boyunca devam ettirirler. Hayat, onlara ne yaparsa yapsın tamamlayıcılık özelliklerine zarar veremez. Onlar nasıl bir iş yapıyorlarsa yapsınlar; ister başarılı bir müzisyen, ister başarılı bir ressam ya da sevilen bir öğretmen; yaptıkları işi en üst performansla icra ederler. Ruhların da sanat işlidir.
Becerilerinin arkasına gizlenen karakterlerdir. Bu karakterin becerileri ön plandadır. Onların genelde becerilerine odaklanırsınız. Bir çeşit joker karakter diyebiliriz. Ne zaman ne yapacağı asla belli olmayan, kurgunun içinde mi yoksa dışında mı olduğunu anlayamayacağınız karakterdir. Siz genelde onun becerilerine odaklanırsınız; iyi bir müzisyendir, iyi bir sanatçıdır ya da başarılı bir avukattır. Size hünerini sergiler ve siz onu hayranlıkla izlerken o, yapması gerekeni çoktan yapmıştır.
İkna kabiliyeti yüksektir. Oyun kurucunun görevlerini bazen
masada, bazen de masanın dışında yerine getirir. Onun sadakatini anlamanın tek yolu oyunun sonunu beklemektir.
Onlar masanın en özgür karakteridir, bir gruba ait olmayı asla sevmezler. Ama yine de içlerinde sonsuz bir birleştirme gücü barındırırlar. Bu güç onları bir sisteme dâhil olmaya
zorlar. Hep arka plandadır onlar, soğukkanlı insanlardır. Görüntüleriyle değil eylemleriyle ön plana çıkmayı severler. Taklitçidirler, taklit etmeyi severler. Birçok farklı karaktere aynı anda bürünebilirler. En belirgin özellikleri güler yüzlü olmalarıdır. Güler yüz ve samimiyet onların maskeleridir. Birçoğu gerçekten samimidir aslında. Fakat bunun gerçekliğini ayırt etmeniz biraz zaman alır. Koruyucu birer melek gibidirler onlar. Dostlarını daima korurlar.
Aşk hayatları en renkli karakterlerdir. Eğlenmeyi, eğlendirmeyi severler. Genelde çapkındırlar. Fakat evli olanları çok sadıktır. Eşlerinin ön planda olmasını severler. Evli olanlar tüm yetkileri evde eşlerine devrederler. Onlar sadece arka plandan idareye yardımcı olurlar. Gizli kahramandır onlar. Hiç bir şey yapmıyor gibi gözükseler de akla gelmeyen müdahaleler ve fikirler hep onlardan çıkar. Tüm karakterler içerisinde en çalışkan olanlar onlardır. En sevdikleri iş, bir şeyler üretmektir. Onlar üretirler, biz kullanırız. Birçok başarılı bilim adamı
onların arasından çıkar. Onlar savaşların gizli kahramanlarıdır. Şayet bir kadın iseler dünyanın en iyi anneleridir onlar. Okulların çalışkan öğrencileridir gölgeler.
İş hayatında onların başarılarından pek söz edilmez. Çalışmak ne kadar önemliyse bir o kadarda önemsizdir onlar için. Asla tembel değildirler, ama gündelik rutin işler ya da standart
programlar onlara göre değildir. Onlar daha çok duygu odaklı işlerde başarılı olmayı severler. Bilimsel bir buluş, çok önemli bir sanat eseri ya da insanlık için yapılmış bir aktivite daha çok mutlu eder onları. Ama bunlarla dahi ön plana çıkmaktan hoşlanmazlar. Daha önce de
bahsettiğimiz üzere, her karakter gibi onlarda içlerinde birer oyun kurucu barındırırlar. Onların da kurgu becerileri yüksektir, ama onlarda vezirler gibi tamamlayıcı olmayı seçerler. Vezirlere, oyun kurucuların sağ kolu dersek, onlara da sol kolu demek doğru olur.
En tehlikeli özellikleri bağımsızlıklarıdır. Tüm masa oyun kurucunun kurallarına göre hareket
edebilirken, onlar bir anda kendi geliştirdikleri daha iyi bir plan üzerinden ilerleyebilirler. Bu özellik aynı hedefe gittiğiniz zaman sizin için çok önemli değildir. Yani sadık olanları için bu özellik çok önemli değildir. Fakat bağımsız karakterler bazen oyunbozan bir çocuğa
dönüşebilirler. Zeki oyun kurucular masanın gölgelerini seçerken, iyi anlaştıkları gölgeler içerisinden seçerler; aksi halde beklenmedik sonuçlar doğabilir.
Tüm karakterler biraz birbirlerinden parçalar barındırır içlerinde, çünkü tüm özellikler insana aittir fakat yaşadıklarımız zamanla bizim baskın karakterimizi belirler ya da biz baskın karakterimizi oluştururuz. Gölgeler için baskın karakter yoktur, onlar hangi karakteri yaşamaları gerekiyorsa onu yaşarlar. Onlar için tek kıyaslama tercihleridir fakat asla tercihlerinin esiri olmazlar.
Köpek balıkları, masanın kirli işlerini yapan karakterlerdir. Zor işlerin üstesinden kolaylıkla gelebilirler. Çoğu zaman korkusuzlarken bazen de korkusuz görünen korkaklardır. Diğer karakterlerin zayıf noktalarını anında tespit eder ve bu tespit üzerinden kurguya yön verirler. Onlar zaaf avcılarıdır. Kurgu becerileri yüksektir. Çoğu zaman kendilerine, bazen de masaya hizmet ederler. İçlerinde dışarı çıkarılmayı bekleyen sonsuz bir iyilik olsa da, onlar kötülük maskesi takmayı tercih ederler. Bazen profesyonel birer yatırımcıdır ya da büyük bir ekonomist, bazen de huysuz bir ihtiyar olarak karşılaşırız onlarla. Öğretmendir onlar, öğreticidirler. Yaptıkları eylemlerin birçoğu ders verici niteliktedir. Çoğu zaman derin yaralar bırakır sizde. Büyük bir kısmını öfkeliler oluşturur. Kalan kısmını ise suskunlar. Onlar mecbur kalanlar, gidecek başka bir yolu olmayanlardır fakat aslında –onlar tercih etmeseler de- alternatif yollar her zaman vardır. Başlarda öfkeli bir oyuncudurlar. Ortalarda suskun bir gölge, sonlara doğru, buz gibi birine dönüşürler. Onların hayattaki tek kuralı güçlü olmalarıdır. Yaşamak için hayatta kalmayı seçerler. Aşka inanan insanlar değildirler. Aşk boşluktur, onlar boşlukta hayatta kalamaz. Nadiren de olsa iki köpek balığı efsanelere konu olacak bir şekilde bağlanır birbirine. Onların aşkları efsanedir, dillere destan olur. Aile kavramı önemlidir onlar için. Geniş aileleri severler. Gerekirse ölümü göze alırlar sevdikleri için. Onlar zamanında çok kırılmışlardır. Sevgilerini doğru ifade edemediklerinden çoğu zaman incinirler, fakat sizin bunu anlama imkânınız yoktur. Onlar duygularını asla belli etmezler, hele ki üzüldüklerini görme şansınız yoktur. İş hayatının efsane isimleridirler. Onlar ticari hayatlarında hep başarılı olurlar. Her takımın, her oluşumun, her masanın vazgeçilmez isimleridir köpekbalıklarıdır. Onların sınırlamaları yoktur. Limitleri ve sınırları sevmezler. Sahi limitler belirleyici değil midir hayatımızda, limitler değil midir bizi sınırlayan? İşte tam olarak böyle düşünürler. O yüzden onların limitleri yoktur. Bir işte ya da bir işleyişte, yapılabilecek en üst performansı gösteren onlardır. O yüzden genelde başarılı olurlar. Hiçbir konuda kendilerini sınırlandırmazlar. Onlar içinde oldukları oluşuma asla ihanet etmezler, onlara karşı sadık olan herkese ölümüne sadıktırlar. Onları diğer karakterlerin üstünde tutan da budur. Onların baskın karakterleri toplayıcılardır. Aslında toplayıcılık onların başlangıç noktasıdır demek yanlış olmaz. Duygularını kaybeden toplayıcılar birer köpekbalığına dönüşür. Genel olarak bakıldığında tüm karakterler içlerinde iyilik ve belirli bir oranda kötülük barındırırlar. Kimileri duygularını farklı yönlendirir ve başka bir karaktere bürünür. İnsanları şu ya da bu diye ayırmak çok doğru sayılmaz çünkü tüm insanlar eşit doğar ve her insan iyilikle yaratılmıştır fakat kimileri sabırları ile yön verir hayatına. Yani onlar için belirleyici unsur sabırlarıdır. Sabırlarının belirlediği limitlere göre belirlerler yaşayış biçimlerini. Kimilerinin belirleyici unsuru akıldır. Akılları belirler oldukları yeri. Kimileri sevgiye inanır, sevgi onlar için belirleyicidir. Bazıları her şeyden habersiz yaşamaya devam eder. Bazıları umursamaz hiçbir işleyişi bildiği gibi yaşar. Bazıları birer makinedir hayatın içinde ve bunu benimser. Bazılar öfkelidir tüm olanlara ve vazgeçmiştir yaşamaktan. Kimileri çaresizliği sever, kimileri korkak bir bakışı. Kimileri de sadece sever. Köpekbalıkları patlamaya hazır bir bombadır. Cesurları tüm insanlığın savaşını verirken korkakları çaresizdir.
Masanın garantici karakterleridirler, hep garantili tarafta kalırlar. Denetleyici özellikleri de vardır. Onları gerçek hayatta her şeyden çok kendini seven karakterlere benzetebiliriz. Zeki, çalışkan, hırslı ve bazen de duygusal insanlardır. İnsanlık menfaatine çalıştıklarında tam bir yeryüzü meleğine dönüşürler. En belirgin özellikleri doğru zamanda doğru yerde olmalarıdır. İsterlerse çok acımasız olabilirler, ama onlar duygusal insanlardır. Bazen birer efsane, bazen de birer hayalettirler. Fakat onlara yakınlık kurmak, onlardan vazgeçmekten daha zordur. Toplayıcılar tutumlu insanlardır, toplamayı ve biriktirmeyi severler. Onlar için menfaatine düşkün demek doğru olmaz. Onlar kendi menfaatlerini gözetirler fakat bu onları bencil insanlar yapmaz çünkü onların inandıkları doğrular vardır. Bu doğruların en başta geleni normal hayattaki güçlü olma zorunluluğudur. Evet, onların birçoğu ince bir çizgide yürümüştür. Bu çizgi onları kendini düşünme konusunda uzmanlaşmaya mecbur etmiştir. Hepsi duygusal insanlardır, fakat öyle şeyler yaşarlar ki duygularını arka plana atmak zorunda kalırlar. Onlara göre hayat ve insanlar onları çoğu zaman yalnız bırakmıştır ve bu onlara göre kabul edilemez bir gerçektir fakat bu tüm insanlarda böyledir. Tüm karakterler çoğu zaman bir yerlerde yalnız kalmıştır. Hayatı yaşama konusunda her karakter kendi savunma mekanizmasını geliştirir. Toplayıcıların kendini savunma tipi de budur. Onlar kendilerini garantili tarafta tutarak, güvende kalırlar. Bencil değillerdir, paylaşmayı severler fakat bunun için ödenmesi gereken bedelin sevgi olduğunu düşünürler. Onları gerçekten sevmeniz gerekir, eğer gerçekten sevmezseniz bunu kolaylıkla anlarlar. Her karakterin kendince geliştirdiği ayraçlar vardır. Onların en önemli ayracı gerçek sevgiyi ayırt edebilmeleridir. İçlerinde köpek balığı duyguları baskın olanlar bu söylediklerimin birçoğunu umursamazlar. Onlar kendilerini dışarı kapamış insanlardır. Temelini bilmediğimiz bir sorunu bencillik diye tarif ederiz genelde, bencillik görecelidir. Kimileri bencildir evet ama çok küçük yaşta sokaklarda büyümüştür ve hiç kimse onu fark etmemiştir. Bu onu bencil yapmaz, aksine bu onun savunma mekanizmasıdır. Tüm karakterlerin bağlayıcı etkisi sevgidir. Toplayıcılar çılgın âşıklardır. Onlar sevdikleri insana körkütük âşık olurlar. Tüm karakterler içerisinde en uyumluları onlardır. Tüm planlara ve işleyişlere sadıktırlar. Kaybetmek onların fıtratında yoktur. Her zaman kazanmanın bir yolunu bulurlar. İş hayatının vazgeçilmez üreticileri, büyük tüccarlarıdırlar. Futbol topu olan çocuklar, mahallenin Nalân ablaları onlardır. Hepimizin bildiği büyük iş adamları da onlardır. İş hayatının vazgeçilmez oyuncularıdır onlar. Üretmeyi, kazanmayı ve kazandırmayı severler. Koordinasyon ve planlama onların işidir. Birçok oluşumun olmazsa olmazlarıdır. Onlar size hep yeni fırsatlar sunar. Akılcı ve kuralcı insanlardır. Her şeyi planına ve programına uygun yaparlar. Bu yönleriyle oyun kuruculara benzerler. Öne çıkan becerileri sistemli çalışmalarıdır. Toplayıcılar sistemin vazgeçilmez parçalarıdır. Onlar kendi kurgularını kuran oyun kuruculardır. Fakat büyük sistemlere dâhil olmak istemezler, kaybetme korkuları onların birer oyun kurucuya dönüşmesini engeller. Korkularından kurtulan hayatı olduğu gibi kabul eden tüm toplayıcılar günün sonunda birer oyun kurucuya dönüşür.
Oyuncular masanın yardımcı karakterleridir. Bazen planın bir kısmını bilir ve dâhil olurlar. Ama asla planın tamamını öğrenemezler. Bazen bir köpekbalığının, bazen de bir toplayıcının yardımcısı olurlar. Onlar ne istediğini bilen fakat ne yapması gerektiğini bilmeyen karakterlerdir. Henüz tecrübeleri gelişmediğinden bir masanın ana karakteri olamamışlardır. Kurgunun bir parçasıdırlar fakat kurgudan bihaberdirler. Bazen de bir kurguya dâhil olmak istemeyip, hep oyuncu olarak kalırlar. Onların zekâ, bilgi, hırs, azim ve en önemli özellikleri bitmek bilmeyen enerjileridir. Oyunculuk bir ana karaktere dönüşmeden önceki son evredir. Onları kendi hayatını yaşayan, kendini işine gücüne vermiş insanlara benzetebiliriz. Onlar genelde fark edilmeyi bekleyen yan karakterlerdir. Kendilerinde bir takım özellikleri geliştirmişlerdir fakat tam anlamıyla çizgileri belli değildir. Tam bir görev insanıdır onlar. Verilen görevleri hakkıyla yerine getirmeye adarlar çoğu zaman fakat kurgu becerileri gelişmiş değildir. Kurgu becerileri çok gelişmediği için de çoğu zaman olay analizine vakit ayırmazlar. Onlar da planın bir parçasıdırlar fakat daha çok kullanılan taraftadırlar. Amacı tam olarak kavrayamasalar da, iyi birer araçtır kendileri. Hayatları koşturmaca ile geçer, bu işi başardım bu görevi de yerine getirdim derken kaybolup giderler. Genelde “henüz karar verememişler” olarak anarız adlarını. Onlar birçok şeye karar verememişlerdir. Birçok şeye karar veremediklerinden aşkları hep yarım kalır. Çoğu zaman işleri de… Onları duygusallık bakımından ayıramayız; aptal birer âşık, iyi bir aile babası ya da yalnız bir karakter olarak çıkarlar karşımıza. Henüz karar verememiş olmaları onların baskın özelliğidir. Genelde arada kalırlar, yalnız kalırlar, sevgisiz kalırlar. Bazen de çok mutludurlar. Özetle şu veya bu şekilde aşk hayatında sınırlandırma içine girmezler. Onlar henüz karar verememişlerdir. Onlar varoluşları ile yok oluşları arasındaki ince yolda bazen sakin, bazen de aceleci adımlarla ilerlerler. Oyuncular insanın ilk işleyişidir, üniversiteden mezun olduğu ilk sene, ya da askerden döndüğü ilk gün. Tam bir başlangıç noktasıdır oyunculuk. Bir gün oyun kurucu hazır demek için çabalar birçoğu, bazıları bunu diyebileceğinin hayalini bile kurmaz. Zekiler çabuk kavrar hayatı, âşıklar ise çok geç. Sevgi geliştiricidir bazen, kodlayıcı özelliği de vardır insan hayatında. Sevgi bazen hırpalar insanı, kararsız bir oyuncuysanız birçok kez yanılırsınız. Çaylaklık oyunculuğun perde arkasıdır. Bir çaylaksanız çoğu zaman çaresiz hissedersiniz fakat bir oyuncuysanız bu böyle değildir çünkü işleyişi bir miktar tekrar etmişsinizdir. Henüz hayat öğretmediyse bile, tekrarlar öğretir gerçeği size. Oyunculuk tekrara en açık olduğunuz zamandır. İş hayatının çaylaklarıdır onlar. Öğrenmeye açık hızlı, çevik akıllı çalışanlardır çoğu zaman çünkü onlar bir işleyiş olduğunun ve dâhil olunması gerektiğinin farkındadır. Bu evrede karakterleri ve tecrübeleri şekillenir. Daha sonra kendi yollarına hızlı adımlarla ilerlerler. Bu noktanın en kritik detay, bu noktada kimin yanında yetişiyorsanız yani baskın karakteriniz kimse ona benzemeye başlarsınız. Yani bir rol modeliniz varsa ilk önce hep ona benzersiniz. Birçoğunuzun ailelerinden duyduğu “Arkadaşlarını iyi seç.” cümlesinin sebebi de budur çünkü onlar henüz bir yol seçmemiş olduğunuz için size bu şekilde nasihat ederler. Eğer bir oyuncuysan lütfen bana kulak ver: Kalbin seni her zaman doğru yola götürmeyebilir. Aklının sesini de dinlemeyi öğrenmelisin.
Bu başlangıç karakteridir. Tıpkı gerçek hayattaki gibi çaylak olarak başlarız oyuna. İlk önce bu hayatta yapacağımız işi belirleriz. Daha sonra yaptığımız işi nasıl yapacağımızı ve tercihlerimizi belirleriz. Tercihlerimiz ve arzularımız sonucunda ana karakterlerden birisine dönüşürüz. Hiçbir karakterde cinsiyet ayrımı yapmayız, hiçbir karakter daha uzun boylu, daha güzel ya da daha zengin değildir. Hiçbir karakterin vazgeçilmez bir özelliği yoktur. Tüm karakterler eşit başlar oyuna. Oyun kimine göre gerçek bir oyundur; bazen hayatın içinde bir kurgu, bir çırpınış, bir yaratılış ve bazen de sıradan bir gündür onlar için. Çaylakların planları olmaz. Günübirlik yaşarlar hayatı. Hayat henüz onlara yüzünü göstermemiştir. Plan kurma gereği duymazlar. Bazıları plan kelimesinin anlamından bile bihaberdir. Onların en önemli ve en değerli özelliği yaşadıklarının gerçek olmasıdır. Hiçbir kurgu yoktur yaşadıklarında ve bu yüzden sonuna kadar hissederler yaşadıklarını. Bu seviye sıfır noktasıdır hayatın. Onlar hayatın sıfır noktalarıdır. Bir yerde balık tutmak yasak ise, onlar bu kurala uyarlar. Sınırlar içerisinde yaşarlar. Henüz kabuklarını kırmamışlardır. Bazıları hiç kırmaz bu kabuğu, ölene kadar böyle yaşamayı seçer. Bazıları ellili yaşlarda gösterir bilgeliklerini. Huzur dolu bir hayat yaşar birçoğu, bazıları da tüm hayatları boyunca üzülür. Aşk hayatları kıskanılacak derecede güzeldir, çünkü onlar gerçek âşıklardır. En azından kendileri beslerler o büyük sevgiyi fakat çoğu zaman şanssızdırlar aşkta. Aitlikle sahiplik arasında geçer hayatları. Ne yapmaları gerektiğini bilmezler çoğu zaman, bazense gerekliliklerle yaşamayı istemezler sadece. Onlarlar genelde duygusaldır, duyguları onları kontrol eder, akıl ikinci plandadır. Hayatı olduğu gibi yaşamayı severler. Aslında insan hayatının en mutlu dönemidir çaylaklık. En güzel anılar, en güzel arkadaşlıklar bu dönemde yaşanır. Karakterleri insanı olarak mertebelendirmek gerekirse en üst mertebe çaylaklıktır. Kimse çaylak olmak ya da çaylak gibi gözükmek istemez. Köpek balıkların vazgeçilmez eğlenceleridir onlar. Sadece tecrübe değildir hayat, sadece bilgi de değildir. Daha çok duygudur hayat, fakat biz her zaman ondan vazgeçeriz. Ondan vazgeçtiğimiz için de birçok ânı tadını alarak yaşayamayız. Önceliklerimiz vardır hayatta. Kimileri parayı önemser, kimileri başarıyı; bazıları aşka önem verir bazıları ise sadece yaşamaya. Çaylaklar hayatın keyifçileridir. Hayattan keyif almaya bakarlar, o yüzden yaptıkları işlere hep duygularını katmak için uğraşırlar. Bu yüzden tek tip işlerin vazgeçilmez adamlarıdır. Çok iyi boyacılardır, iyi temizlikçiler, efsane şairler, halk ozanları, komedyenler… Meslek olarak ayırt etmeyin onları. Onlar yaptığı tek işi en iyi şekilde yapan insanlardır. Onlar tüm işleri profesyonel olarak yapabilirler ama sadece en iyi yapacakları tek bir işte başarılı olmayı seçerler. Hayatın ve başarının püf noktası da budur. Şimdi müziğin sesini açabilirsin. Hayat senin için yeni başlıyor. Artık bir oyuncu olmanın vakti geldi. Zaten sen de bunu istiyorsun. Bu beceriye ve kabiliyete sahipsin. Tüm evreni aynı anda kucaklayabilirsin. Kurgunun farkına var ve gerçekliğin içine gir. Artık sıra sende!
Telif Hakkı © 2020 yiffos.com- Tüm Hakları Saklıdır.
Bu web sitesinde çerez kullanılır. Bu siteyi kullanmaya devam ederek, çerez kullanımımızı kabul etmiş olursunuz.